Yurt Dışı Yüksek Lisans Sıkça Sorulan Sorular

Neden Yüksek Lisans?

Okumayı ve yazmayı seviyorsunuz ve zihnin yaşamı sizin tutkunuz. Belki de kahve ve sigara eşliğinde post-Marksizm üzerine tartışmayı seviyorsunuzdur. Ya da sırf bir sonraki mantıklı adım gibi göründüğü için lisansüstü okula gitmek istiyorsunuz.

Öğrenciler lisansüstü okula her türlü nedenden dolayı başvururlar, çünkü lisansüstü okul pek çok insan için çok çeşitli şey temsil edebilir. İş ve oyun, iş ve boş zaman, profesyonelleşme ve keşif zamanı ve sevilen bir işe adanan emektir. Ancak, lisansüstü eğitim hayatının muğlaklığının avantajları olsa da, aynı zamanda pek çok belirsizlik ve kaygının da kaynağıdır. Ne de olsa, sevgi ile yapılan bir emek de hala bir emektir ve lisansüstü eğitim, sonunda istemeyebileceğiniz ya da isteseniz bile var olmama ihtimali olan bir hedefe doğru uzun bir yürüyüştür.

Bu nedenle, zamanınızı ve belki de paranızı bir lisansüstü eğitim ve akademik kariyere yatırmadan önce çok iyi düşünmelisiniz. Her şeyden önce, hayatınızla ne yapmak istediğinizden emin olmadığınız için lisansüstü okula başvuruyorsanız, bunu tavsiye etmeyiz. Bazıları için, hangi kariyer yoluna götürürse götürsün, lisansüstü okul harika bir deneyim olabilir. Diğerleri için, bu bir acı ve hayal kırıklığı kaynağıdır.

Yine de, tek başınıza ve uzun saatlerce okuyup yazmak ve akademik meslek ve hayatın tüm detayları ile içli dışı olmak oldukça tatmin edici ve değerli deneyimler gibi görünüyorsa, lisansüstü okula gitmelisiniz.

Yüksek Lisans derecesiyle ne yapabilirim?

Kısa cevap: oldukça fazla şey! Lisansüstü eğitimin geleneksel amacı, geleceğin üniversite profesörlerini yetiştirmektir. Ancak, akademik iş piyasasını duymuş olabilirsiniz. Piyasanın genel görünüşü vahim durumda ve neredeyse kırk yıldır öyle. Resmi istatistikler, İngilizce lisansüstü öğrencilerinin yarısından daha azının akademide kadrolu bir iş bulabildiğini gösteriyor, ancak bu istatistikler akademik programlarda gerçekleşen kayıpları (diğer değişle, doktoralarını almadan önce programlarından ayrılan öğrencileri) hesaba katmıyor. Bu durum düzelmeyecek ve önümüzdeki on yılda büyük olasılıkla daha da kötüleşebilir.

Sonuç olarak, lisansüstü öğrencileri giderek artan bir şekilde dikkatlerini, aldıkları dereceyi alternatif kariyer yolları için kullanmaya çevirdi: Editörlerden gazetecilere, girişimcilere, materyal ve dijital arşiv küratörlerine kadar. Bu süreç hala devam ediyor, ancak akademisyenler artık alternatif kariyerlerin en iyi-ikinci seçenek değil, hatta çoğu zaman akademi hayatından daha tatmin edici olduğu konusunda hemfikir.

Lisansüstü okula başvurmadan önce, asla bir üniversite profesörü olamama ihtimaline hazırlıklı olmalısınız. Beşeri bilimlerde doktora sahibi olanlar için açık olan birçok farklı kariyer yolunu ne kadar erken incelerseniz, yüksek lisans eğitiminin hayatınızın verimli ve değerli bir aşaması olma olasılığı o kadar artar.

Yüksek Lisansta ne tür bir çalışma yapacağım?

Tipik bir doktora programının ilk 2-3 yılında öğrenciler ders alırlar. Her yarıyılda hemen hemen üç ders alınır ve bu dersler çok fazla okuma içerir; genellikle bir büyük yazma projesi gerektirir – genel olarak ~ 20 sayfalık bir araştırma makalesi. Bu nedenle, lisansüstü okulun her döneminde en az 60 sayfa yazmaya hazır olmalısınız.  Dersler tamamlandıktan sonra, öğrenciler yeterlik sınavlarına girerler. Genellikle yazılı ve sözlü bileşenlerden oluşan bu sınavlar, öğrencilerin 6-9 ay boyunca bağımsız çalıştıkları okuma listeleri  (genellikle yaklaşık 150 kitap) üzerine olur. Öğrenciler “yeterli olduklarında” (yani sınavlarını geçtiklerinde) doktor adayı (“ABD,” “all but dissertation,” yani “tezleri hariç hepsini” tamamlamış) olurlar. Bu aşamada, tezleri için bir öneri ve sonunda tezin kendisi, kitap uzunluğunda bir araştırma projesi üzerinde çalışmaya başlarlar. Görebileceğiniz gibi, öğrencilerin her bir aşamada ilerledikçe daha bağımsız ve kendi kendilerini motive etmeleri beklenir.

Yüksek Lisans (M.A.) mı yoksa Doktora (PhD.) programına mı başvurmalıyım?

Genellikle öğrenciler, belirli bir entelektüel ilgileri olduğunda Yüksek Lisans Programlarına başvururlar; bu ilginin onları daha uzun vadeli bir akademik araştırmaya yönlendirip yönlendirmeyeceğinden veya MA’lerini akademi dışında bir kariyer için bir sıçrama tahtası olarak kullanmayı isteyip istemeyeceklerinden emin değillerdir. Diğer taraftan, doktora adayları genellikle kariyerlerini akademisyen olarak sürdürmek isteyen öğrencilerdir. Bununla birlikte, Avrupa-Amerikan üniversitelerindeki yüksek lisans programları, özellikle vatandaş olmayanlara genellikle çok az mali yardım sağladığından, bir yüksek lisans veya doktoraya başvurma kararı genellikle mali bir karardır. Doktora çalışmaları tamamen finanse edilme eğilimindedir, ancak bu genellikle ilgili programın özelliklerine bağlı olabilir (aşağıya bakınız).

Tavsiye Mektubu nedir?

Tavsiye, bir öğrencinin lisansüstü okul başvurusunu desteklemek için bir profesör veya akıl hocası tarafından yazılan gizli bir mektuptur. Tavsiye, profesörlerin öğrencilerini bir transkript veya GRE puanlarının sıkıcı sunumunu zenginleştirecek şekilde tanıtmasına izin verir. Profesörler, lisansüstü okullara öğrencinin lisans hayatı boyunca akademik performansının yanı sıra sınıftaki varlığı hakkında bir fikir vermek, takım çalışmasına katılımları, liderlik yetenekleri veya profesörleriyle (ve sınıf arkadaşlarıyla) kurdukları genel ilişki gibi konularda yorum yapmak için bu tavsiye mektubunu kullanabilirler.  Tavsiye mektuplarının amacı ve maksadı göz önüne alındığında, bunların akademik yetenekleriniz, yazma becerileriniz ve dersi boyunca sizin gösterdiğiniz gelişim, ilerleme, entelektüel ilgi alanlarınız ve araştırma gündeminiz gibi konulara vakıf olan profesörler tarafından yazılmaları önemlidir. Başka bir deyişle, bir profesör tavsiye yazdığı öğrenciyi gerçekten tanıyorsa tavsiye mektupları amacına en iyi şekilde hizmet etmiş olur. Ek olarak, size verdikleri dersler ile akademik yazılarınıza derinlemesine tanıklık etme fırsatı bulan profesörlerin tavsiyelerini almak da aynı derecede önemlidir.

Niyet mektubu nedir? (SOP)

Akademide çok şeyde olduğu gibi niyet mektubu da bir performanstır. Bu durumda niyet mektubu, aday bir öğrencinin lisansüstü okulda başarılı olacağına, yani zorlayıcı bir tez projesi geliştirip bu projeyi tamamlayacağına başvuru komitesini ikna eden bir performanstır. Bunun ne anlama geldiğini açalım.

İlk olarak, edebiyat sevginiz ve öğretmen ya da bilim insanı olmaya yönelik ateşli arzunuz hakkındaki tüm romantik düşünceleri bir kenara bırakın. Bunun yerine, basitçe kim olduğunuzu, nerede okuduğunuzu ve nereye başvurduğunuzu belirterek başlayın.

İkincisi, spesifik entelektüel ilgi alanlarınız, çalışmak istediğiniz alan ve lisansüstü eğitimde yapmak istediğiniz araştırma projesi hakkında olabildiğince kısa ve net konuşun. Bu zor bir iş elbette: beş yıl sonra nelerle ilgileneceğinizi bilmiyorsunuz. Ancak kimse sizden şu anda tam teşekküllü bir tez önerisi yazabilmenizi beklemiyor. Fakülte üyeleri, sizin şu anda entelektüel bir ilgi alanınız olup, alanınızın kuramsal ve tarihi önemini ve alanınızın mevcut akademik durumunu anlayacak ciddiyete sahip olup olmadığınızı bilmek istiyor. Bunu ifade etmek için başlayabileceğiniz en iyi yer, mezuniyet teziniz için yaptığınız araştırmadır. Ancak ömür boyu bu araştırmaya bağlı olmadığınızı unutmayın: fakülte üyeleri siz entelektüel olarak geliştikçe ilgi alanlarınızın da değişmesini bekliyor.

Üçüncüsü, lisans öğrencisi olarak yaptığınız çalışmaların sizi bu konuya nasıl ulaştırdığını özetleyin. Lisans deneyiminizi öyküleştirin, özel ilgi alanınızın genel entelektüel gidişatınızdan nasıl doğduğunu anlatan bir tür entelektüel otobiyografi haline getirin. Örneğin, 18. yüzyıl kurgusuna dair bir dersteki yazınızın, çağdaş İngiliz romanındaki düşüncelerinizi şekillendiren öyküsel ve madun politikalarla aynı teorik sorunları işlediğini açıklayın. Konferanslara katıldınız mı, yahut sunumlar yaptınız mı? Bunları kısaca açıklayın ve projenizin geneliyle olan ilişkisini gösterin. Bu öykü sizin hayatınızın yaratıcı veya kurgusal bir yeniden inşası olacaktır şüphesiz, ancak konunuza olan ilginizi ve çok yönlülüğünüzü göstermesi açısından önemli olacaktır.

Son olarak, başvurduğunuz programın projenizi geliştirmenize nasıl yardımcı olacağını açıklayın. Birlikte çalışmak istediğiniz profesörleri belirtin (tercihen, onların çalışmalarını okuyup daha fazlasını öğrenmek istediğiniz için bu programa başvuruyor olacaksınız). Üniversitede araştırmanıza yardımcı olacak kurumları tanımlayın (özel programlar, kütüphane koleksiyonları, disiplinlerarası girişimler gibi). Bu, fakülteye sizin ödevinizi yaptığınızı gösterir. Ayrıca unutmayın: yazdıklarınızı yeniden okuyup düzenleyin! Mektubunuzu danışmanınıza gösterin!

Maddi destek seçeneklerim nedir?

Birçok lisansüstü eğitim birimi MA programları sayesinde finanse ediliyor, bu sebeple genellikle MA programları PhD programlarından daha pahalıdır. Buna karşın PhD programları genellikle öğrencilere (iş karşılığında) harç muafiyeti ve burslar sunar. Bursunuz karşılığında üstlenmeniz gereken iş yükü (ders verme, yazı düzenleme, profesörlerin araştırma projelerine yardım etme), programa göre değişiklik gösterir. Genelde, “daha iyi” (yani daha üst seviye) programlar daha cömert maddi destek sunar. PhD programları için borca girmemenizi, yalnızca tam harç muafiyeti ve düzgün bir yaşam kalitesine olanak tanıyacak burslar sunan programlara başvurmanızı şiddetle tavsiye ederiz. Başvurduğunuz yerlerin yaşam pahalılığını araştırıp öğrenin ki, okulun bursunun ne kadarını karşılayacağını tahmin edebilesiniz.

Kaç okula başvuru yapmayalım?

Bu soruya birçok açıdan yaklaşılabilir. Lisansüstü programlara başvurmak pahalıdır, bu yüzden başvurabileceğiniz okul sayısı bütçenize bağlı olabilir. Bununla birlikte, en az 10 okula başvurup başvurularınızı okulların başarı sırasına ve maddi desteğine göre tercih sırasına koymak yaygın bir yöntemdir.

Bir diğer yöntem ise araştırmaları sizinkine uyan akademisyenlere göre okul seçmektir. Bu alanla ilgili e-postalar göndererek bu akademisyenlerle iletişime geçin. Sizinle ortak ilgi alanlarınız ve sorularınız üzerine çalışmak isteyip istemediklerini öğrenin. Evetse, niyet mektubunuzda bu kişiyle olan şahsi iletişiminizin altını çizin. Bu yaklaşım, kurduğunuz ilişkileri vurgulayıp başvurunuzu güçlendirir.

Başka bir alanda yüksek lisans yapmak istiyorsam nasıl bir yol izlemeliyim?

Birçok öğrenci lisans eğitimini bir alanda tamamlayıp sonra alakalı (hatta bazen alakasız) bir alanda lisansüstü eğitim görmek ister. Burada önemli olan, lisansüstü programları araştırmaya erkenden başlamanız ve belirli programların başvuranlardan talep ettiği temel “formasyon” hakkında olabildiğince çok bilgi toplamanızdır. Genel olarak, İngiliz Edebiyatı öğrencisiyseniz ancak (örneğin) Siyasi Bilimler MA programına başvuruyorsanız, hedeflediğiniz bölüme bu alanda deneyiminiz olduğunu (örneğin siyasi bilim dersleri aldığınızı, iyi notlar aldığınızı ve hatta bu alanda bir profesörden tavsiye mektubu aldığınızı) göstermeniz çok önemli olacaktır. Ek olarak, İngiliz Edebiyatı diplomanızın sizi neden Siyasi Bilimler programlarına yönlendirdiğini ve eğitiminizin sizi neden iyi bir aday haline getirdiğini göstermeniz için, niyet mektubunuz önemli olacaktır.